Houston'daki bir ıslah tesisinde, bir ABD subayı gözler baştan çıkarıcı ayaklara sahip Meksikalı mahkumlara kilitlenir. Arzularla başa çıkarak arzularına yenik düşer, aşağılayıcı bir cezaya yol açar. Subayların dünyası, meslektaşları tarafından bir fahişe etiketlediği için dağılır. Cazibeye karşı koyamayan, kendini Meksikalı ile uzlaşmacı bir pozisyonda bulur, eylemleri kameraya yakalanır. Subay, rozetini ve üniformasını sıyırır, ayak tapan bir sapıklığa indirilir. Düşmüş statüsü, meslektaşları onunla dalga geçtiğinde güçlendirilir, daha da onu küçük düşürür. Bu, bir Amerikan ıslâh kurumunun duvarları içindeki yolsuzluk ve arzunun derinliklerine ham, filtresiz bir yolculuktur.
